AYNI SONLARIN FARKLI KAHRAMANLARI...

             Sizin de dikkatinizi çekti mi bilmiyorum? ama ben uzak veya yakın çevremde de bu kısır döngüye çok sıklıkla rastladığımı fark ettim.Ve bu farkındalığı da paylaşmak istedim.
Aşk,sevgi ya da ilişki konusunda bilmişlik taslamak değil tabi ki amacım. Haşaa bilindiği üzere" Kelin ilacı olsa kendi başına sürer" derler bizim oralarda:)) Benimki de o hesap:) Ama anlatmak istediğim şu ki çok ekstrem bir olay olmadıkça tüm sonların aynı olduğu açıkça ortada malesef... Daha basit özetlersek , tüm ayrılıklar, sonlar korkaklık içeriyor,cesaretsizlik ve kaçaklık kokuyor sanki...Hani o ilişkinin ilk başlarındaki heybetli şahsiyetler sahte yürekler adeta eriyor eriyor eriyor ve yerini minnacık bir damlaya ve en sonunda da buram buram korkaklık kokan bir buhara bırakıyor yerini sanki...Bu betimleme kaçan tarafın özelliği tabi. Ahh birde kalan taraf yok mu..Asıl hikayelerin esaslı kahramanlarıdır onlar...Ve istisnasız olarak saygıyı hak eder bu kişilerin hepsi bence. Kalan tarafın, sözde ilişkilerin yenik sayılan insanlarını somutlaştıracak olursak; bu karakterlerde acı kokar,evet dilleri, gözleri, sözlerinde acı vardır...Böyle kime baksalar, kiminle konuşsalar bu acı açıkça hissedilir malesef.Bu yürekli ama sözde yenik, ilişki maduru güzel insanlar birkaç zaman bu acıyı hazmedemezler...Ne atabilirler ne de yutup devam edebilirler yollarına...Aslında olayın en güzel ama birazcık mazoşist tarafıda bu bence.Çünki bu acı ,bu hazmedememe duygusu, bu güzel yürekli insanları olgunlaştırır,bilgeleştirir sanki... 
Ve  bir gün o acı bakışların yerini özgüven, sözlerin yerini ise dinlemeye doyum olmayan bir melodi alır bu insanlarda...Ve artık kalplerinde acı kalmamıştır bu güzel insanların...Anılar buruk ekşimsi bir tad kıvamında tamamen ve birdaha geri dönmemek üzere bırakılır geçmişe, sonsuza...İşte başlarken bahsettiğm,gözlemlediğim  o komik olaylar zinciri tam da bu anda beliriverir...Şaka gibi değil mi?Hani o heybetli duruşları, sahte yürekleri buz dağına benzeyen ama aslında minnacık  su buharı kadar yer kaplamayan korkak sıçanlar varya;o yürekli güzel insanların kendilerini tam unuttukları anda ortaya çıkıp ayaklarına dolanmaya başlarlar...Ve işte bu gün,yani bir zamanlar gözümüzde kalbimizde büyük bir yer kapladığını sandığımız şahsiyetlerin yine gözümüzde ezik bir sıçana dönüştüğü gün o güzel yürekli insanların içinde kalan son minik kırıntılardan tam anlamı ile kurtulduğu gündür..Büyüktür bu gün ve kader,hayat sizin için rövanşı almıştır:))
                Peki bu hikayenin sonu mu  ne?
Korkak sıçanlar birazcık sahte bir şeklide çabalayıp,yorulup deliklerine kaçacaklar,güzel yürekli insanlar ise dışarıdan gelen o hafif rüzgarın tüm bedenini sardığını hissedip, yine o içten gülümsemeleri ile göz kırpacaklardır yeniden hayata...
              Hayatımızdaki tüm güzel insanların değerini ZAMANINDA bilerek ,gerçek mutluluklar diliyorum herkese....

Previous
Next Post »